23 Haziran 2015 Salı

Çanakkale Savaşı'nın bilinmeyen Kahramanı...

Çanakkale Savaşı’nda yaşanan kahramanlıklar dillere destandır. Ama bugüne kadar belki de hiç duymadığınız başka bir kahramanlık hikayesi daha yaşanmıştır Çanakkale’de... Nusret Mayın gemisinin, işgal gemilerinin Çanakkale’yi geçip Marmara’ya girmesini engellediğini biliriz. Bu o dönemin şartlarından yapılmış destansı bir operasyondur...
Koca koca savaş gemileri, Çanakkale Boğazı’nın derin sularına, geriye dönüşü olmayan bir dalış gerçekleştirmişlerdir... “Çanakkale bir devrin battığı yerdir” diye boşuna denmemiş değil mi ama... Oysa bu büyük başarı öyküsünde unutulmuş, gizli bir kahraman vardır: Ertuğrul Keşif Uçağı... Yaaa ne sandınız.. O dönemde Osmanlı’nın da az da olsa hava kuvvetleri bulunuyor. Ertuğrul keşif uçağı Çanakkale savaşından önce son görevi için İstanbul’dan Kahire’ye doğru yola çıkar. Ancak Edremit taraflarında arızalanıp düşer. Neyse Allahtan kazada ölen olmuyor ama uçak büyük hasar görüyor. O dönem Çanakkale Savaşı sırasında keşif yapması için bir uçak gerekir. Eldeki bir kaç uçak başka görevlerde kullanıldığından yetkililer çareyi Kaz Dağları’nda bulunan Ertuğrul uçağını toplayıp tamir etmekte bulurlar. Eee gemileri karadan yürüten Fatih’in torunları bunlar. Dağ tepe dinlemeyip uçak parçalarını bir bir toplanıp İstanbul’a getirirler. Uçağın tamiri için pilot yüzbaşı Cemal Bey ile Montör Mehmet görevlendirilir. Adının Mehmet olduğuna bakmayın, ustabaşı Mehmet Ermeni kökenli işinin ehli bir gençtir. İkisi görev aşkıyla gece gündüz demeden çalışıp, uçağı tamir etmeyi başarırlar...
Off off... Çanakkale’de destan işte böyle yiğitlerin eliyle yazıldı. Cemal Bey’i artık Çanakkale’de zorlu bir görev beklemektedir. Çanakkale Boğazı “iğne atsan yere düşmez” derecede düşman gemileriyle doludur. Niyetleri belli, boğazdan geçip İstanbul’u işgal etmek istemektedirler. Tabi karşılarında “Çanakkale geçilmez” diyen yiğit, kahraman Türk askerlerinin olduğunun farkında değiller.
Görev Nusret Mayın gemisini beklemektedir. Bir gece yarısı gizlice boğazı mayınlarla döşer. Tabi ertesi gün işgal kuvvetlerinin mayın tarama gemileri boğazı temizler. Artık gönül rahatlığıyla gemiler boğazdan geçebilirler... Yaaa işte evdeki hesap çarşıya uymaz tabi. Devasa savaş gemileri bir bir mayınlara çarpıp batarlar. Çünkü Yüzbaşı Cemal Bey Ertuğrul Uçağı ile keşif yaptığı sırada mayınların temizlendiğini tespit eder. Bunun üzerine Nusret Mayın Gemisi gizli bir operasyonla Çanakkale Boğazı’nı bir kez daha mayın tarlasına çevirir.
Tabi düşman kuvvetleri bu durumdan habersiz, “Ohhh mayınları nasıl olsa temizledik. Boğazı şöyle güzelliğini seyrede seyrede rahat rahat geçeriz “ diyip harekete geçerler. Ama anlaşılan, “Su uyur düşman uyumaz” lafını hiç duymamışlar. Arkadaş siz mayınları toplarken, bizim ellerimiz de armut toplamıyor heralde değil mi? İnsan bir düşünür, “Ne olur ne olmaz, şu denizi bir daha kontrol edelim... Tek uyanık onlar ya akıllarına gelmemiş tabi. Mayınlar, gemilerin kıçlarında patlayınca, “ulan ne oluyor, bu mayınlar da nerden çıktı” demeye kalmadan, boğazın dibini boylamışlar. Yani, Ertuğrul Uçağı’nın parçaları Kaz Dağlarından toplanıp, İstanbul’a getirilmese. Orada Mehmet Usta gece gündüz çalışıp uçağı tamir etmese. Yüzbaşı Cemal, Ertuğrul Uçağı ile keşfe çıkmasa tarihin nasıl yazılacağını bir düşünün...
Vay arkadaş, işte tarihin tozlu sayfalarında kimsenin bilmediği gizli kahramanların sayesinde altın harflerle, “Çanakkale Geçilmez” yazılmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder